30 Eylül 2016 Cuma

BUGÜNLÜK BU KADAR GRUP YETER

Bugünlük Bu Kadar Grup Yeter



KGB'de uluslararası antlaşmaya uymayan Mert Güngördü kendisininde patron olduğu ilk önce  Midye Holding adıyla sonra ise ismini değitirerek Bugünlük Bu Kadar Grup Yeter adıyla grup kurmuştur.

Grup adminleri:Mert Güngördü-Eray Aydemir -Toprak Otuzüçon-İsmini hatırlayamadığım İ le başlayan liseli bir oğlan

Volkan Koçak ve Ali Can Timurkan bunlar ilk zamanlardaki grup adminleridir



Grup şu anda 30 bine yakın üyeden oluşmakta ve her bir üyesi mizahı üstün terbiyeli,erkeklerin bayanlara sarkmadığı ama bayanların erkelere sarktığı,grupta pornografinin yasak olduğu üstün kişilikli bol mevzulu dilencisi bile olan grup üyeleri vardır.Mizahı ultra derecede yüksek olan BGY grubu diğer mizah sayfalarına örnek olmakta ve gönderileri izinsiz çalınmaktadır.



Grup Adminleri Tanıtımı



Mert Güngördü:Kendisi tam bir kas abidesi.Kollarında 4 kız birden taşıdığı söylenmekte olan seksi ama bir o kadar da duygusal bir erkektir.Kendisi tam bir mizah ustası  ve hiçbir şekilde grup üyelerie ban atmamakta aksine banları açmakta olan yiğit anadolu kaplanı  bir erkektir.Terör örgütüne askerde büyük zaviyat veren timde bulunmuş büyük bir milliyetçi admindir.Sürekli banları açması Volkan Koçak ile tartışmalar yaşamış ve ilerleyen zamanlarda herkesin üzüldüğü olaylar yaşanmıştır.


Eray Aydemir:Kendisi hakkında çok az bilgi bulunan ve istibarat mensubu olan Eray Aydemir Fenerbahçeli ve spor tartışmalarını sevmeyen Atamıza sahip çıkan temiz yürekli adminlerden bir tanesi ve Mert Güngördü'nün sağ koludur.


Toprak Otuzüçon:Burnu dünya istihbarat örgütleri tarafından aranan 5 para etmez kişiliği bulanan  1 gram adamlığı bulunmayan Toprak Otuzüçon grubun en gizli adminidir.Kendisi müthiş bir espiri dehasıdır ve sabah akşam çiğ köfte yiyen kızlardan nefret eder.En büyük fantezisi Taburede kızları hızlı hızlı koklamaktır.Sürekli hesabı şikayet edildiği için grupta çok az aktif olmakta ama bir geldi mi grubu gülme krizine sokan ve benim de favori adminlerinden birisidir.Selam olsun Toprak Reis


İ ile başlayan admin:bu arkadaş pek fazla bilinmemekte ama efsanelere göre liseye giden birisi olarak tahmin edilmektedir.Grup adminliği bile şüphelidir ve kendisini çok az üye tanımaktadır.


Volkan Koçak:Kendisi efsane bir kahramandır.Özel güvenlik görevlisi ve Kamu yönetimi alanında profesördür.Kendisi Kerbela Cafer in yeğenidir.Kendisi Şeriatçı olup kominist,ateist Allaha şirk koşan  grup üyelerini banlamakla meşhur olmuş ve yaşlı giyindiği için grup üyeleri tarafından DEDEM denilmekte ve YANINDAYIZ DEDEM adlı slogan ile meşhur olmuştur.Volkan Koçak güzel kızları gördüğü zaman Güzel Lokma tabirini kullanarak Türkiye'de sosyal medya alanında ünlenme yolunda kariyerine devam etmektedir.



Ali Can Timurkan:Namı değer Walter White.Breaking Bad dizisinde Walter White'ın dublörlüğünü yapmış,yardımcı oyuncu ödülü kazanmış öğretmenimizdir.Kendisi öğretmen aşkıyla dolu olan çocukları çok seven iyiki de öğretmen olmuş dediğimiz KOBRA MURAT ın yeğenidir.Kobra Murat ın yeğeni olduğu Volkan Koçak ın ortaya çıkardığı üzücü bir gerçektir.Kendisi benleriyle meşhur olmuş ve yeni evlenmiş bir öğretmenimizdir.Kendisine ve eşine mutlu uzun ömürlü sağlıklı bir hayat temenni ederiz.



BUGÜNLÜK BU KADAR GRUP YETER DAĞILMA DÖNEMİ




Grup tarihinin en hüzünlü dönemi 31 Mart 2016 tarihinde yaşanmıştır.Nedeni ise Volkan Koçak dedemizin grupta siyasal islamı şeriatçılığı yayma politikalarını güderek grupta allaha küfredenleri dini tartışma yapanları,ateistleri banlamaktadır ve banlananlar tarafından büyük komploya gitmiştir.Banlananlar sürekli Mert Güngördü nün yanına giderek banlarının açmasını istemesi ve Mert Güngördü nün banlarını kaldırmasıyla Volkan Koçak adeta bir ateş pahası çok sinirlenerek gruptan ayrılmıştır.Bunu gören Kobra Murat ın yeğeni Ali Can Timurkan Volkan Koçak ı kardeşi gördüğü için kendi isteğiyle oda gruptan ayrılmıştır ve grupta o günden sonra ayrılmalar yaşanmış büyük isyanlar çıkmış ve isyan Eray Aydemir tarafından bastırılmıştır.Bu Dağılma döneminde İsmi İ ile başlayan adminin de parmağının olduğu belirtilmektedir.





Bizim temennimiz grup adminlerinin barışması Volkan Koçak ve Ali Can Timurkan ın yeniden admin olması ve grupta artık alım yapılmaması ve grupra yeniden barış havası olması bizim isteklerimiz arasındadır.Şu boş Dünya da birbirimizi üzmeyelim,keyfimize bakalım.Lütfen grup adminleri ve eski adminler barışın ve o eski güzel günlerinize geri dönelim lütfen biz değerli grup üyelerini üzmeyin.Biz ne kadar birbirimizi sevmesekte aileyiz ve bu aileyi dağıtmamamız gerekir.



SEVGİLERLE BUGÜNLÜK BU KADAR GRUP YETER HALKI









İddaa Taktikleri

1- e: 2.00 b: 3.20 d: 2.60 
evet beyler en çok para kaldırdığım oran budur. bu oran'ı görünce ne yapmalıyız. kesinlikle ev sahibi'ni seçeneğini kaldırmalıyız. %95 deplasman takımı alır bu oranda. ama oynamadan önce ev sahibinin iç saha ve deplasman takımının dış saha durumuna bakın. eğer aynı durumdaysalar beraberlik seçeneğini oynayın.

2- e: 1.90 b: 2.90 d: 3.00


bu oran ise iddaa'nın tam bir tuzak oranıdır. normal'de 3.00 oranının beraberlikte olması gerekir. ama iddaa 2.90'ı beraberliğe getirerek bize oyun oynamıştır. bu oranda % 90 beraberlik gelir. %10 luk oranda 1.90'lık takım alır.


3- e: 1.80 b: 3.10 d: 3.10


bir maçta 2 tane aynı oranı görürseniz o maçta beraberlik ağır basar. bu tür oranlarda maçların berabere bitme oranı % 75'tir. ama 1.80'lik takımın durumu iyiyse 1.80'lik takımın alma olasılığı %15'tir. diğer %10'luk kısımsa deplasman takımıdır.

4- e: 1.45 b: 3.40 d: 4.60


aman dikkat bu oranda da iddaa bize çok oyun oynamaktadır. bu oranlarda ev sahibi takımın galip gelme oranı çok azdır %15 gibi. bu maçı ya berabere ya deplasman takımı alır. ama bu oranda ben h2 seçeneğini uyguluyorum. berabere bitse de deplasman takımı yense de h2 seçeneği gelmiş oluyor. hem 1.95 gibi temiz oranı var. ama eğer içinizde ev sahibi yenecek gibi his varsa kesinlikle h0 oynayın. ev sahibi 1-0 2-1 3-2 oranlarla almıştır bu maçları inanmazsanız araştırın bu orandaki maçları.


5- e: 2.10 b: 3.10 d: 2.50


bu oranda 1-2 sene öncesine kadar ev sahibi galibiyetine oynamak imkansızdı. %97 deplasman takımı geliyordu. hatta bi keresinde udinese'ye oynamıştım deplasman takımıydı. 7-0 almıştı hiç unutmuyorum o maçı. ama bu aralar iddaa bu oranlarda ev sahibi de gelebiliyor deplasmanda gelebiliyor.


6- e: 2.10 b: 3.10 d: 2.60


yukardaki oranda da olduğu 1-2 öncesine kadar bu oranda da ev sahibi hiç alamamıştır. genelde 2.60 oranlı deplasman takımı almıştır. ama şu sıralar bu oranda ya çoğunluk olarak beraberlik geliyor.


7- e:1.50 b: 3.30 d: 4.30


bu oranda ise 1 sene öncesine kadar 1.50 handikap yapıyordu. 1.50'nin handikapından çok para kaldırmıştım. ama bu sıralarda sakın 1.50'ye oynamayın neredeyse gelmesi imkansız. % 80 deplasman takımı alıyor. yani 1.50'lik takımın rakibi alıyor.


8- e:1.70 b: 3.10 d: 3.50


bu oranda para kazanmak isteyen binlere gelsin. bu oranı görünce gözünüz kapalı 1.70'lik takıma verebilirsiniz beyler. 1.70'lik takımın kaybetme oranı %5 gibi bir şeydir. daha geçende bu orandan para kaldırmışıtım.


9- e: 1.70 b: 3.20 d:3.30


bu oran yukardaki oranla aynı gibi gözüküyor ama aynı değil. işte burada iddaa yapanların kafası karışıyor. benden size tavsiye bu oranı görünce uzak durun. ne olacağı hiç belli olmuyor. bu maçta 3 seçenekte gelebilir.


10- e:1.35 b:3.60 d:5.50


bu oranı görünce beyler h1 yapıştırın. en az 3 çakıyor 1.35 takım. 

Kürt Alevi Olur Mu ?

Kürt Alevi Yoktur
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu, bir hafta önce Kayseri’de bir konuştu pir konuştu. Prof. Halaçoğlu “Bugün Kürt olarak bilinen hâttâ hâttâ söyleyeyim; Alevi Kürt olarak bilinen insanlar maalesef Ermeni’den dönmedir” demişti. Onun sözleri; günümüzün önemli bir sorununun tartışılmasının da önünü açtı.
Şimdi soru şudur: Türkiye’de Kürt Alevi var mıdır? Ermeniler’in bâzıları 1915 sürgününden sonra Alevi olup Kürt Alevisi hâline mi gelmişlerdir?

RESMÎ TARİH GİZLİYOR
Bugün resmi tarihçi Yusuf Halaçoğlu’nun da PKK çizgisindeki Kürtçülerin de “Alevi Kürt” veya “Kürt Alevisi” gibi terimlerle anlattığı kesim; özbeöz Türk’tür.
1501 yılında, Anadolu’dan giden Türkmenler, İran’da Safevi Devleti’ni kurdular. Bu devleti daha 15 yaşında kuran Şah İsmail, Hatayi mahlasıyla şiirler yazıp deyişler söylüyordu. O, bugün bile Anadolu Alevileri için çok kutsal bir kişiliktir. Cem törenlerinde Hatayi’nin üç nefesi okunmazsa tören yürütülemez.
Şah İsmail, İran’daki devleti, Anadolu’da bulunan şu Türkmen boylarının yardımı ile kurmuştur: Ustaclu, Şamlu, Bayat, Afşar, Beğdili, Döğer, Yüreğir, Kınık, Bayındır, Salur, Eymir, Halep Türkmenleri, Rumlu, Çepni, Musullu, Tekelü, Bayburdlu, Karadağlu, Çapanlı, Turgutlu, Karamanlı, Dulkadırlı, İspirli, Hınıslı, Tokaçlı, Varsaklar… Bu aşiretlerin büyük bölümü Alevi idi. (Bu konudaki ayrıntılar için Bakın: Prof. Faruk Sümer; Safevi Devleti’nin Kuruluşunda Anadolu Türklerinin Rolü, TTK Yayını).
1514 yılında Çaldıran Ovası’nda Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim ile İran’daki Türk Safevi Devleti’nin sultanı Şah İsmail kapıştılar. Savaşı; Osmanlı kesimi kazandı.
Bu çatışmada Anadolu’daki göçebe Türkmenler (Alevi Türkmenler), Şah İsmail’in yanında yer almışlardı.
Kürt aşiretleri ise Osmanlı Devleti’nin tarafında kılıç sallamışlardı. Kürtlerin bu yardımı yüzünden Yavuz Sultan Selim Doğu Anadolu’yu aşiret reislerine taksim etti. Kürt beyleri artık bulundukları şehrin hâkimi olacaklar; bu mülkiyet hakkı babadan oğula kalacak ve dışarıdan kimse onlara karışamayacaktı.

Fakat Yavuz Sultan Selim’in bir isteği vardı: Kürt aşiretleri Şah İsmail adlı Kızılbaş’a yardım eden bu Türk aşiretlerin hakkından gelecekler; onlara aman vermeyeceklerdi.
ŞU AŞİRETLERE BAKIN
Bugün Alevi Kürt denilen aşiretlerin büyük bölümünü işte bu Osmanlı Devleti ile Kürt aşiretlerinin ezdiği Alevi Türk aşiretleri oluşturmaktadır. Örneğin, Afşarlar’ın Doğu’da kalan kolu zaman içinde Kürtleşmiştir. Afşarlar Türk, Fars ve Arap kaynaklarında geçen ve padişah çıkartan çok büyük bir Türk boyudur. Afşarların bu özelliğini öğrenmek isteyenler Prof. Faruk Sümer’in “OĞUZLAR (Türkmenler) Tarihleri-Boy Teşkilatı-Destanlar” isimli kitaba bakabilirler.
Hülya Avşar, eğer Âilesi Afşar boyundan ise, kesinlikle Türk’tür. âilesinde Kürtçe konuşuluyor olması, sözünü ettiğimiz bu tarihsel değişimin ürünüdür.
Diğer bir örnek de Beğdili (Beydili: Badıllı) aşiretidir. Alevi olan bu aşiret de Oğuz boylarından birisidir. Bu aşiretin Balaban Kolu tarihsel kayıtlarda 100 aile olarak yer almaktadır. İşte bu Balabanlı kolundan olan ve DTP’den milletvekili seçilenSabahat Tuncel de bugün kendisini Kürt sanmaktadır. Kürt Alevisi denilen bu insanlar aslında Türk Alevisi’dir.
Bugün Doğu Anadolu’daki kolları Kürtleşmiş olan Iğdır, Bayat, Eyva (Yıva) gibi boylar da hakiki Türk topluluklarıdır.
Bugün Kürt sayılan Şikak aşireti, Kürt tarihi Şerefnâme’de, Türk aşireti gösterilmiştir. Bu aşiretin sol kolunu oluşturan ve Hakkâri yöresinde bulunan Ertuşîler de Türk’tür. Ertuşlu demek olan bu isim; İrtişli anlamına gelir. İrtiş, Türklerin anayurdundaki ırmaklardan birisidir.
Günümüzde Tunceli yöresinde yaşayan Aleviler ise Türkler’in Hun kolundandır. Tunceli halkı ile Kürt halkı arasında ne dil, ne kültür ne tarih bağı vardır.
Ünlü Türkmen boylarından Karakeçili aşiretinin Batı’daki kolu Türkçe konuşurken Urfa bölgesindekiler Kürtçe konuşmaktadırlar. Küresinliler Samsun bölgesinden Van civarına yerleştirilmiş Türkler olmalarına karşın zamanla dillerini yitirmişlerdir. Kürt kökenliler ile sonradan Kürtleşenler arasında bir statü farkı bile oluşmuş idi. Van çevresindeki Kürt aşiret reislerinden Kinyas Kartal. Kürtleşmiş Türkler ile ilişki kurmadıklarını, onlara kız vermediklerini dile getirmiştir. (Bakınız: Macit Gürbüz; Kürtleşen Türkler, s. 149).
Örneğin, Türkan adı Türkler anlamına gelen aşiret bile Kürtleşmiş bulunuyor. Kürdili oymağının da Barak Türkmenler’ine bağlı olduğu biliniyor. Öz Türk boyu olduğu adından bile anlaşılan Döğer aşireti de Urfa bölgesinde Kürtleşmiştir.
Ayrıca Gaziantep ve Kilis dolaylarında Musabeyli, İlbeyli, Okçu İzzeddin boyları; Şanlıurfa’da Torunlar; Sincar Dağı çevresindeki Saçlılar; Sekiz Büklüler, Amik Ovası’ndaki Kırıklar ve hatta Akkoyunlu, Karakoyunlu gibi büyük Türk boyları bugün Kürtleşmiş durumdadır.
Sivas yöresinde Koçgiri diye bilinen büyük aşiret de bâzılarınca Kürt sayılıyor. Gel gör ki dünya çapında bir otorite olan Türkiyatçı İrene Melikoff bu bölgede yaptığı araştırmada bunların Türk kimliğini net biçimde tespit etmiştir.
MİLLET-İ SÂDIKA: ERMENİLER 
Ermeni halkı, milâttan öncesinden beri Kuzeydoğu Anadolu ile Kafkas hattında yaşamaktadır. En eski Hristiyanlar’dan birisi Ermeni halkıdır ve bunlar dinlerini asla terk etmemişlerdir. Türkler bölgeyi ele geçirdikten sonra Ermenilerle dost olarak yaşamaya başlamışlardır. Osmanlı Devleti, Türkmenleri topluca katlederken; Ermenileri “Millet-i Sâdıka (Sâdık Millet)” ilan etmiş, devletin yönetim katında bunlara her türlü olanağı tanımıştır. Meşhur 1915 sürgünü; Ermenilerin devlet içinde olay çıkarmaması için yapılmıştır.
Bu sürgünden kaçanlar, kendilerini gizleyenler, hemen hemen yok denecek kadar azdır. Kalan Ermeniler, devletin ve halkın bilgisi dâhilinde kalan ailelerdir. Bunları Aleviler’in içine gizlenmiş olarak göstermek tarihi çarpıtmaktır.
Kürtler ise tarihte, adı çok az geçen bir kavimdir. Bunlar Doğu Anadolu’nun dağlık kesiminde yaşayan göçebelerdir. Bir devlet kuramamışlardır. Ancak 1514’ten sonra aşiret reisleri güç kazanmışlardır.
Kürtler inanç olarak İslâm’ın Şâfii kolundandır. Tarikat olarak da büyük ölçüde Nakşibendîliği seçmişlerdir. Bu yönüyle de Aleviler’le Kürtler arasında derin uçurum bulunmaktadır.

ANADOLU ALEVİLİĞİ
Anadolu’daki Alevilik özü itibarıyla Türk kimliklidir. Bu topraklardaki Aleviliğin kendisini anlatma aracı, “bağlama”dır. Bu saz Türk’e özgüdür. Aleviler, bağlamayı kutsamış; ona “Telli Kur’ân” denilmiştir. Kürtler’de bağlama olmadığı gibi onun kutsanması da yoktur.
Anadolu Alevileri’nin ibâdeti olan cem töreni de Türkçe ibâdet biçimidir. Bu topraklarda asla Kürtçe cem yapılmamıştır. Bugün Kürt Alevi diye bilinen veya kendilerini öyle sananlar bile cemlerini Türkçe yapmaktadırlar. Sâdece bu olgu bile Kürt Alevi’nin, Türk Alevi olduğunu göstermeye yeter.
Yine Anadolu Aleviliği’nin “Yedi Ulular” diye kutsadığı ozanların tümü Türk’tür.Seyyit NesimiHatayi (Şah İsmail)YeminiViraniPir Sultan AbdalFuzuliKul Himmet Türkçe yazan ozanlardır. Günümüzde bile Kürt kökenli bir Alevi ozanı yoktur. Anadolu Alevileri’nin kutsal kişileri arasında Kürt kökenli kimse bulunmamaktadır.
Kürtler’de kadının durumu ile Aleviler’de kadının durumu birbirine hiç benzememektedir. Ayrıca sivil yaşam modeli de birbirine taban tabana zıttır.

Bu yüzden Anadolu’da dikkat çekecek bir kitle olarak Kürt Alevisi veya Alevi Kürt olmamıştır. Bu terimler, son yirmi yılda ortaya çıkmıştır. Bir taraftan Osmanlı zihniyetindeki resmi tarihçiler; bir taraftan, Alevileri de Kürt göstermeye çabalayan PKK’lılar Alevi Kürt terimini icat etmişlerdir.
Bâzı Alevi’nin Ermeni olduğu iddiası da tamamen yanlıştır. Çünkü Ermeni milleti, Hristiyan olarak kalmıştır. Bunlardan İslâm’ı seçenler de çok azdır. Bu gibi Ermeniler’in Alevi nüfus içinde belirleyici olduğunu düşünmek, tarihi tersyüz etmekten başka şey değildir.
***
HAMİDİYE ALAYLARI DARBESİ
1826’da Osmanlı padişahı 2. Mahmut, Yeniçeri Ordusu’nu kaldırdıktan sonra bütün Alevi dergâhlarını yıktırıyor; Bektaşi babalarını astırıyor; dedeleri sürüyor; imparatorluk içinde Aleviler’i yeniden dağlara kaçırıyordu. Dağ başlarına sığınan çâresiz insanlar, meşe ağacının palamutlarını öğütüp yiyerek hayatta kalmaya çalışıyorlardı.
Aleviler’e yönelik yeni bir saldırı dalgası da Hamidiye Alayları ile geliyordu. Padişah 2. Abdülhamit, 1894 yılında Doğu Anadolu’da Kürt aşiret reislerine 26 kadar alay kurdurttu. Bu alaya girenler; uzun ve tehlikeli askerlik hizmetinden ve vergi vermekten kurtuluyorlardı. Ayrıca bölgede astığı astık, kestiği kestik hale geliyorlardı.
Ermeniler’e karşı kurulduğu iddia edilen Hamidiye Alayları, bulundukları yerde direnen son Alevi aşiretlerini de bastırıp yağmaladılar… Çünkü bu aşiretler Şafii Kürtler’den oluşturulmuştu. Bugün Kürt gösterilen Alevi aşiretlere bu hak verilmemişti. Hamidiye Alayları’na ilişkin ayrıntılı bilgiler, o günleri yaşayan M. Şerif Fırat’ın Doğu İlleri ve Varto Tarihi adlı kitabında bulunmaktadır.

En az 500 sene süren bu ezme politikası sonucunda Alevi Türkmenler dillerini unutup Kürtçe konuşmaya başladılar. Özbeöz Türk olan bu Aleviler zamanla kendilerini Kürt sandılar.
***
“EŞEK TÜRK(!)”
Osmanlı Devleti’ni yönetenler zamanla bu devleti kuran Türk’ün düşmanı hâline gelmişti. İstanbul yönetimi, Türkmenleri, “Eşek Türk, Akılsız Türk, Kaba Türk” diye aşağılıyordu. Şehirden beslenen Osmanlı şâiri de şöyle söylüyordu Türkmen’e:
“Türk’ün dilberidir gayetle inat
Şehir dili bilmez lisanı kubat
Lisanından eyler Türklüğün isbat
Hayvan gibi gözün diker samana”

Türkmen ise Osmanlı zorbalarına şöyle cevap veriyordu:
“Şalvarı şaltag Osmanlı
Eyeri kaltag Osmanlı
Ekende yok biçende yok
Yiyende ortag Osmanlı”

Halk kendisini sömüren Osmanlı’ya karşı onun en güçlü olduğu dönemde isyan ediyor; bu isyana da Bozoklu (Yozgatlı) eşkıya Celâl’in adından dolayı “Celalî İsyanları” adı veriliyordu. Bu Celâl dahi Alevi idi. Osmanlı şeyhülislamları da Türkmenler için “Bu Kızılbaş tâifesi Müslüman olmadıklarından öldürülmeleri dine uygundur!” diye fetva veriyorlardı. Bunun belgelerini arşivlerden bulup “Osmanlıda Karşı Düşünce ve İdam Edilenler” isimli kitabımda vermiş bulunuyorum

29 Eylül 2016 Perşembe

TÜRKİYEDE LAİKLİK SERÜVENİ



Bugün her kavramın lügatte bir tarifi vardır ama laikliğin bir tarifi yoktur
çünkü laiklik yabancı bir kelime olup ülkemize fransa dan ithal ettiğimiz
bir uygulamadır.Her ülke farklı şekilde uygulamalarda bulunmuştıur.kimi(fransa)
kilise ile anlaşmış kimi(ispanya)dine göre tatil günleri belilermiştir.

Bizim uygulamamız zor şartlar da olmuştur.ülkenin zor şartlardan kurtulması sistemin
yanıt veremeyip rejim değişikliğne gitmesi,cahil kesimin hayli yüksek olması laik rejime
sıkıntı yaratmıştır.

Laikliğe ne ihiyacımız var canım ????

Düşünün halifelik sizin ülkeniz de ve bir emirle tüm islam dünyasını savaşa çağırıyorsunuz
ama kimse bu çağrıya kulak asmıyor ya da bir kulağından girip diğer kulağından çıkıyor.

Çanakkale savaşında yapılan cihad ilanı ile osmanlı devletine yardımda bulunmamış aksine
içerdeki sözde islam savunucları tarafından engellenmeye çalışılmıştır.
böyle bir mekanizmanın işlemesine ne gerek vardır!

Tekke ve zaviyelerin amacı dışına çıkması,sahte din adamlarının resmi ve özel hayatta sıkıntı çıkartıp
halka isyana teşvik etmeleri,din adamlarının dini arkasına alarak halktan para toplaması ülke için tehlikeydi
ve Operasyonun düğmesine basılıyor

Yıl 3 mart 1924 son halife Abdulmecit Efendi ilga ediliyor ve halifelik kaldırılıyor.Tekke ve zaviyeler kapatılıyor,molla,derviş gibi
dini kavramlar yasalanıyor  sahte din adamları yakalanıyor ve idam ediliyor!Bunların 1 anda kaldırılması halk üzerinde negatif etki yaparak
yenioluşum ve kavramların türemesi rejim  için sıkıntıya giriyor ve sert biçimde bastırılıyor..!

bu olayların olması ne kadar olumlu olmuştur ama günümüzün laikliğini az da olsa  temel yapı taşı olmuştur.

Yıl 1950 ve Chp nin devrilerek demokrat partiye iktidarı emanet etmesi biraz da olsa laikliğin doğru yola gelmesine
neden olacak politikalar izlemiştir.Ezanın arapça okunması dini ibadetin arapça yapılması askerin cemaate yumuşak
politikalar uygulaması halk üzerinde olumlu etki yaratmıltır.ancak laiklik tam olarak uygulamanmamıştır.Çünkü askeri darbe yapılmış
ve yeni anayasanın yapılması ile laiklik kavramı başka bir hal almıştır

Prof.dr.Necmettin Erbakan ın bir görüşüyle devam edelim.'laiklik yabancı bir kelimededir ama Anayasamızın ilk maddelerinde yer alan
T.C. nin Resmi dili Türkçe diyerek başta hata olduğunu söylemektedir.Demem odur ki dönemin anayasasında yer alan laiklik kavramı
döneme ilişkin hatakarını devam ettirmektedir.

Başörtüsü ile üniversitede lise de öğrenim görememeleri sağlık adalet diğer kamu alanlarında başörtülü bayanların
çalışamaması,öğle arasının saat 1 de olması 12 ye alınmayıp cuma namazının kılınmasına izin verilmemesi laiklik ten aşırı laikçiliğe
kaçıp din özgürlüğünü yerine getiremedikleri için anayasa,hak ve özgürlük ihlalleri yapılmıştır.